Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Dr. Ozan Bitik ile Yüz Estetiği Üzerine…

Yüze Yağ Enjeksiyonu Hakkında Temel Bilgiler

Yaşlanma sürecinde yüzümüzde bir “yağ doku dağılım bozukluğu” oluşuyor. Bu durumun tıbbi adı “Senil Fasiyal Lipodistrofi”. 

Yüze Yağ Enjeksiyonu Hangi Amaçlarla Yapılır?

Bir kişinin kırklı yaşlardaki fotoğrafıyla 20’li yaşlardaki fotoğrafını yana yana koyduğunuzda dikkatinizi en çok çeken değişimlerden birisi yüzdeki toplam hacmin ne ölçüde azaldığı olacaktır. Yaşlanma sürecinde yüzün yağ dokusu giderek azalır. Bu azalma öyle düzenli ve öyle yavaştır ki aynada her gün yüzünüzü görmenize rağmen değişimi fark edemezsiniz. Daha da ilginci, yüzün bazı bölgeleri hacim kaybederken bazı bölgelerdeki yağ dokularının (ör: göz altı torbaları, çene altı yağ yastığı vb.) hacmi artmaktadır.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Nasıl Uygulanır?

Yaşlanma sürecindeki hacim kaybının tedavisinde elimizdeki en etkili yöntemlerden birisi yağ enjeksiyonudur. Yağ enjeksiyonu yağ dolgusu ve yağ doku transferi olarak da adlandırılmaktadır. Bu işlemde yağ dokusunu vücudun bir bölgesinden (göbek ve karın bölgesi, bacak içi ve kalça bölgeleri vb.) alınıp bir başka bölgesine nakletmeyi gerektiriyor. Bu işlemde yağ, liposuction enjektörleri ve özel kanüller ile toplanıyor (bir nevi liposuction) ve daha sonra çeşitli işlemelerden geçirilerek istenilen bölgeye yine küçük kanüller vasıtası ile veriliyor. Kanül dediğimiz şeyi ucu keskin olmayan bir iğne gibi düşünebilirsiniz. Bu sebeple yağ doku transferi adeta bir enjeksiyon işlemine benzetilir ve “yağ enjeksiyonu” olarak da bilinir. Ameliyat kesisi yoktur.

Küçük hacimlerdeki yağ enjeksiyonları poliklinik veya muayenehane şartlarında steril ortam sağlanarak lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Bu uygulamalar genellikle yüzün sadece bir bölgesine sınırlı ve 10-12 mililitreden daha az hacimdedir. Tüm yüze yağ enjeksiyonu uygulamaları ve çok düzlemli yağ enjeksiyonu uygulamalarını hastane koşullarında genel anestezi altında yapmayı tercih ediyorum. Çünkü geniş yüzey alanlarında lokal anestezi ilaçlarının güvenli doz aralıkları aşılıyor ve hasta konforu düşüyor. 

Yüze Yağ Enjeksiyonu Kalıcı mıdır? Enjekte Edilen Yağlar Erir mi?

Yağ doku transferi işleminde alınan yağlar kendi doğal ortamından uzaklaştırıldıkları için yağ alma esnasında hücrelerin önemli bir kısmı ölür. Enjeksiyon sonrasında hala hayatta olan hücreler de eğer yeni yuvalarında kendilerini beseleyecek bir damar bulup ona tutunabilirse hayatta kalır, bulamayanlar ölür. Dolayısıyla yağ doku transferinde aktarılan hacmin önemli bir kısmı eriyecek, geriye sadece küçük bir kısmı kalacaktır. Transfer edilen yağ dokusunun ne kadarının sağ kalacağı (kalıcılık oranı) pek çok faktöre bağlıdır. Yağ alırken ve verirken kullanılan kanüllerin iç yapısına ve çapına, yağın alındığı bölgeye, yağın verildiği bölgeye, kullanılan ilaçlara, yağ ayrıştırılırken kullanılan ara basamaklara (süzme, santrifüj, nanofiltre vb.) ve enjeksiyon tekniğine göre sağ kalım yüzdesi değişmektedir. Ancak işlemin sonunda sağ kalan yağ artık sizin doğal hücreleriniz gibi yaşar ve yaşlanır yani kalıcıdır.

Yağ doku transferlerinde transfer edilen yağ partiküllerinin boyutu küçüldükçe sağ kalım yüzdesi azalır. Mesela yapısal yağ greftlerinde sağ kalım %25-50 düzeyinde iken, mikro yağ (microfat) transferinde bu oran %10-30‘a, nano yağ (nanofat) transferinde %5-10’a kadar düşer. Sağ kalım yüzdesindeki bu azalmaya rağmen küçük partikül transferini bazı özel durumlarda tercih ederiz. Mesela göz çevresi gibi derinin çok ince olduğu alanlarda veya enjeksiyonun yüzeysel olarak uygulanacağı yerlerde küçük partiküller daha pürüzsüz bir kontur oluşturdukları için tercih edilirler. Bir diğer konu uygulama tekniğidir. Yağ doku transferinde kanül dokunun içinde bir dikiş makinesi gibi hareket eder. Her geçişte adeta bir örgü yapar gibi incecik bir tünelin içerisine çok küçük bir hacim bırakarak üç boyutlu bir örüntü elde ederiz. Kanüllerin dokuya sürekli girip çıkması ve hareket halinde olması şarttır. 

Bu sebeplerden ötürü, yüze yağ enjeksiyonu ise ister istemez dokuda belirgin bir ödem ve morluk yaratır. Yani hiç yağ vermesek sadece kanülleri sokup çıkarsak bile birkaç hafta devam edecek bir şişlik oluşması kaçınılmaz olacaktır.

Yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü yap doku transferi sonrası erken dönemde ortaya çıkan hacim hedeflenen final hacmin belki de 10 katına yakındır. Hastalar erken dönemde şişlikten genellikle rahatsız olurlar ve de zaten bu işlemin şişliği rahatsız olunmayacak gibi değildir. İşlem sonrası 10-14 gün civarında doku travmasına bağlı şişlik oldukça azalır ve enjekte edilen yağın hacmi kalır. 10-14 gün arasında gördüğümüz hacim de takip eden 6 hafta içerisinde ölen yağların vücut tarafından uzaklaştırılması ve kalan ödemin de gerilemesi ile iyice azalacak ve final hacim ortaya çıkacaktır. 

Bunları bilmeniz önemli zira yağ doku transferi yapılan ve bu konularda yeterince bilgilendirilmeyen hastalarımız “yağlar yok oldu, istediğim sonuca ulaşamadım” diye üzülüyorlar. Hayal kırıklığına uğradıkları için takip eden seanslar konusunda da gönülsüz olabiliyorlar. Oysa ki hedeflenen hacime, tipik olarak, 3-4 seansta ulaşabiliyoruz. Eğer hedef hacime tek seferde ulaşmak için yüksek hacimler verirsek bu sefer de hasta erken dönemde aşırı şişliğe ve morarmaya bağlı haftalarca sosyal hayattan uzak kalıyor. Tek seferde yüksek hacim uygulamanın başka riskleri de var. Zira bu yağ doku bir “canlı” ve kendine has bir huyu var. Bazen uygulanan yağın beklenilenden çok daha fazlası yaşayabilir. İşte o zaman sorunlar başlıyor. 

Yağın az tutması fazla tutmasından daha iyi, zira az gelirse sonradan ilave edilebilir ancak çok gelirse ve enjekte edilen yağa bağlı düzensizlikler meydana gelirse bu yağların uzaklaştırılması için bir ameliyat bile gündeme gelebiliyor. Bunun en iyi örneği göz çevresi yağ doku transferleri. Eğer göz çevresinde fazla miktarda, özellikle de büyük partiküllü yağ doku transferi yapılırsa, bir de o kişide yağlar beklenilenden daha yüksek bir yüzdede hayatta kalırsa incecik göz kapağı derisi altında adeta yeni ortaya çıkan torbacıklar, görünür yağ kistleri oluşabiliyor. Bu durum kalıcı olduğunda bu yağları ancak ameliyat ile temizleyebiliyoruz. 

Yağ doku transferlerinde karşılaşılan sorunlardan birisi de yağın tek bir bölgeye verilip yeterince iyi dağıtılamaması. Bu durumda da verilen yerde bir şişlik, tümsek oluşuyor ve anormal, doğal olmayan bir kontur oluşabiliyor. Bunu engellemek için başta da bahsettiğim gibi kanüllerin yağ hücrelerini pek çok geçişte adeta dokunun içine işlemesi gerekiyor.  

Yüze Yağ Enjeksiyonu Uygulamasının Avantajları Nelerdir?

Yüze yağ enjeksiyonu herhangi bir yabancı madde kullanılmadan kişinin kendi öz dokusu ile yüz hacmine takviye etmeye olanak sağlar. Her en kadar yağların büyük bölümü erise de geride kalan kısmı kalıcıdır. Hyaluronik asit dolgularda olduğu gibi her 6 ayda bir tekrarlamak gerekmez ve 2-3 seansta genellikle hedeflenen hacim kalıcı olarak elde edilebilir. 

Yağ enjeksiyonu işleminin en büyük avantajlarından birisi de yağ doku ile birlikte kök hücrelerin de aktarılmasıdır. Kök hücreler hastaların bir kısmında 6-12 ay arasında belirginleşen bir cilt parlaklığı oluşturuyorlar. Bu estetik kazanım bazen tek başına bile arzu edilebiliyor. Yağ hücrelerinin büyük kısmını kasıtlı olarak öldürüp kök hücreleri sağlam bıraktığımız nanofat uygulamasının temel mantığı da bu.

Yüze Yağ Enjeksiyonu Riskli Bir İşlem midir? Yan Etkileri Nelerdir?

Yüz yağ enjeksiyonu modern prensiplere ve literatürde belirlenmiş önlemlere uyulduğu takdirde oldukça güvenli ve komplikasyon oranı düşük bir işlemdir. Yine de bazı riskler söz konusudur. Enjekte edilen yağlar enfekte olabilir ve dokunun içine örülü yağlardan kaynaklanan bir enfeksiyonun tedavisi 1-2 hafta kadar sürebilir. Çok ince derilerin altında büyük miktarda enjekte edilen yağlar topaklanma veya kistleşme yapabilirler. Gözaltı bölgesi bu açıdan en riskli alandır. Çok nadiren yağ dokusu bir damarın içine girerek kan akışını tıkayabilir. Bu durum 30.000 hastada bir görülür ancak literatürde doku kayıpları ve körlük vakaları bildirilmiştir. Ben de transfer edilen yağ hücreleri hastanın biyolojik özelliklerinden ötürü hiç yaşamazlar ve işlem 3-4 seans uygulanmasına rağmen hiç fayda sağlamaz. Sigara kullanan, şeker hastası, kılcal damar hastalığı olan kişiler total erime açısından risk altındadır. Yağ enjeksiyonu uygun teknikler ile yüz anatomisini bilen bir plastik cerrah tarafından yapıldığı sürece derin kas ve sinir dokularının hasar görme olasılığı çok düşüktür. 

Yüze Yağ Enjeksiyonu Sonrası Bakım Önerileri

Yüze yağ enjeksiyonundan sonra uygulama alanına 5-7 gün süreyle soğuk uygulamak gerekir. Soğuk, yağların metabolizmasını düşürür ve sağ kalma olasılıklarını arttırır. Aynı zamanda şişliğin daha az olmasını sağlar. İşlem sonrasında genellikle önleyici amaçlı bir antibiyotik tedavisini 48 saat süreyle kullanmanızı isteriz. Yüze yağ enjeksiyonunda herhangi bir kesik olmayacağı için özel bir pansuman gerekmez. İşlem sonrası aynı gün banyo yapabilirsiniz ve bir sonraki günden başlayarak şişlik ve morlukları kremler ve makyaj ürünleri ile kamufle edebilirsiniz. 

Yağ doku transferi modern plastik cerrahinin en güçlü uygulamalarından birisidir. Yüz gençleştirmenin kilit uygulamalarından. Ancak bu işlemin de her tıbbi prosedürde olduğu gibi kendine has bazı sınırlamaları, limitleri var. Hedeflerinize tahminen kaç seansta ulaşabileceğinizi, her seansın maliyetini ve toplam maliyeti, kullanılacak tekniği, olası komplikasyonlar ile nasıl başa çıkılacağını işlem öncesi doktorunuz ile mutlaka konuşun.

Yağ doku transferi hakkında daha detaylı bilgi almak ve bu işlemin sizin için uygun olup olmadığını öğrenmek isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sevgiyle kalın, 

Güzel kalın.

O.B.

Yüze Yağ Enjeksiyonu hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yüz Germe: Prejuvenasyon ile Genç Görünümü Koruyun

Yüz yaşlanması bireyin hayatı boyunca sabit bir hızda ilerlemez. Bazı dönemlerde hızl…

Devamını Oku
Yüz Germe Fiyatları Hakkında Bir Rehber

Güzelleşmek ve genç bir görünümü idame ettirebilmek herkesin isteğidir. Elde etmek is…

Devamını Oku
SMAS Nedir ve Yüz Estetiği Ameliyatlarında Neden Önemlidir?

Bu yazıda yüz gençleştirme ameliyatlarıyla ilgili internette bilgi arayan herkesin en…

Devamını Oku